Kempo Tarihçesi

Kempo, Kenpo olarak da yazılabilmektedir. Burada önemli olan, ilk derlenen dövüş sanatı olarak, M.Ö. 520 yıllarına kadar uzanıyor olmasıdır.

Hindistan’ın güneyinde bir yerlerde Bodhidharma adında biri yaşamaktaydı. Bodhidharma bir Budist’ti. Prajnatara adında bir öğretmeni vardı. Rivayetlere göre, Öğretmeni ölmek üzereyken, Bodhidharma’ya Çin’e yolculuk etmesini vasiyet eder. Bunun sebebi ise, Budizm felsefesinin gözden düşmeye başlaması ve Dhyana (Zen Koans) öğretilerinin yaygınlaşması içindi.

Denir ki; M.Ö. 520’de Güney İmparatorluğu zamanında, Bodhidharma Çin’e girmiş ve Kuzey’e, Wei Krallığı’na doğru yolculuk etmiştir. Orada Liang sülalesinden efsanevi İmparator Wu ile görüşmelerde bulunmuştur. Bu görüşmelerin kayıtları da tutulmuştur. Bodhidharma’nın görüşlerinden etkilenmemiş ve bunun sonucunda Bodhidharma sarayı terk etmiştir.

 Daha sonra Honan Eyaletindeki Shaolin
Tapınağına gitmeye karar verir.

Bodhidharma, Shaolin Tapınağına geldiğinde, Öğretmeninin neden bu kadar ısrarla yolculuk etmesini istediğini anlamıştı. Tapınakta, rahiplerin fiziksel ve zihinsel olarak çöküntü içinde olduklarını görmüştü. Meditasyonla geçirdikleri zamanın uzun, diğer yapılması gereken işlere ise kısa zaman ayırmalarından dolayı zayıfladıklarını, hatta bir çok rahibin meditasyon esnasında uyuyakaldıklarını izlemiştir. Bunun yanında rahipler basit hayati gereksinimlerini bile karşılayamaz duruma düştüklerini, üzülerek fark etmişti.

Bodhidharma, tam olarak bilinmeyen bir süreç dahilinde, tapınağın yakınlarında bulunan dağın eteklerindeki bir mağarada, meditasyon yapmaya başlamıştı. Amacı ise, Buda’nın ışığını yayarak, rahipleri bu durumdan kurtarmanın yollarını düşünmekti. Geri döndüğünde, bütün rahipleri tapınağın avlusunda toplayarak, onlara Shih Pa Lo Han Sho ya da Lo-Han’ın 18 Eli öğretisini açıklamaya başlamış. Bu teknikler neredeyse bütün dövüş sanatlarının temelini oluşturmaktadır. Asla saldırı metodu olarak düşünülmemişti. Esas amacı, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığın korunmasıydı ve bunun için tasarlanmışlardı.

 Bodhidharma’nın ölümünden kırk yıl sonra, Sui döneminde Brigandlar Shaolin tapınağına saldırılarda bulunmuştu. Bu saldırılar, yirminci yüzyılın başlarına kadar sürecek saldırıların başlangıcıydı. Rahipler, ilk saldırılar sırasında herhangi bir savunma yapamamışlardı. Çünkü, becerileri buna yeterli değildi. Tapınak ele geçirilmek üzereyken, rahiplerden biri, saldırganlara bir dizi agresif el ve ayak teknikleri kullanarak bazılarını öldürmüş, geri kalanları da tapınak dışına atmayı başarmıştır. Diğer rahipler, bu rahibin dövüş tekniğinden etkilenerek, kendilerine de bunu bir savunma metodu olarak öğretmesini istemişlerdir. Sonraki yazıtlarda bu teknikten “İlk Teknik” olarak bahsedilir.
 Yıllar boyunca Shaolin Tapınağı’nın teknikleri gelişerek, 400’den fazla ayrı teknik ortaya çıkartılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra, bir Chuan Fa hocası olan Ch’ueh Taun Shang-Jen, orijinal Shih Pa Lo Han Sho yazıtlarını bularak, kendi sanatı olan Chuan Fa’yı Lo Han sanatı ile birleştirerek çalışmıştır. Orijinal 18 tekniği 72’ye çıkarmıştır. Daha sonraları Ch’ueh Çin’i dolaşarak, çeşitli dövüşlerde tekniğini sergilemeye başlamıştır. Shensi eyaletinde Li adında biriyle karşılaşır. Bu adam bir Chuan Fa hocası, aynı zamanda diğer bir dövüş tekniği olan Chin Na’ya da hakim olan biriymiş. Belli bir süre Ch’ueh; Li ile dolaşarak, beraber teknik çalışmalarda bulunmuşlar. Bu süreç içinde teknikleri 170’e çıkarmışlardır. Bu teknikleri beş kategoriye ayırmışlardır. Bunları da en iyi temsil edebilecek hayvan isimleriyle özdeşleştirmişlerdir. Li ve Ch’ueh bağlı bulundukları Shaolin tapınağına geri dönerek, diğer rahiplere Wu Xing Quan yani beş hayvan stilini göstererek Shaolin tapınağına, dövüş sanatlarında yeni bir boyut kazandırmışlardır.

İleriki birkaç yüzyıl boyunca Chuan Fa öğretisi ve bunun Kenpo ile ilişkisi, öğretilerin içine girmesi ve tam bir tanıma kavuşması çok zor olmuştur. Fakat Öğreti kendi yolunu bularak, rahiplerin aracılığı ile Okinawa adalarına, Ryukyu Krallığı’na ve Japonya’ya kadar ulaşmıştır. Kenpo ya da İlk Kanun olarak tanınır. Sui ve Ming dönemleri arasında, yaklaşık 800 yıl boyunca bir çok rahip Japonya ve Okinawa’ya ziyaretler yapıp, Kenpo sanatının yayılmasını sağlamışlardır. Ayrıca Chuan Fa ile birlikte Buda’nın öğretileri de hızla sıradan insanlara yayılma imkanı bulmuştur.

Kenpo’nun hızlı bir şekilde yayılmasının en büyük sebeplerinden biri de, Okinawalıların ve Japonların Çin’e yaptıkları gezilerde orada kalmalarıdır. İşte bu insanlardan biri Sakugawa’dır. Okinawa’nın Shuri köyünden olan Sakugawa, Çin’e yaptığı seyahatte 18. yüzyıl boyunca Chuan Fa hocalarından dövüş sanatlarıyla ilgili bir çok sırrı öğrenmeyi başarmıştır. Uzun bir süreden sonra, Japonya’ya geri dönerek, yıllar boyu öğrendiği teknikleri geliştirmiştir. Shuri-te olarak adlandırdığı ve bilinen Karate’nin temellerini oluşturan tekniği ortaya koymuştur.

Ne yazık ki, Kenpo’nun Japonya’daki gelişimi bir sır olarak kalmıştır. Hideyoshi Toyotomi egemenliği sırasında bu sanata büyük ilgi gösterilmesine rağmen, bir çok Samuray Çin’den dönüşlerinde beraberinde Chuan Fa öğretisini de taşımış ve uzun yıllar boyunca kendi sanatları olan Jiu-Jitsu ve Aikijutsu’ya uyarlamışlardır. İşte bu noktada Kempo, Li ve Ch’ueh’den sonraki en yüksek gelişimini kaydetmiştir.

17. yüzyılın başlarında Kumamoto ve Nagasaki aileleri, Kenpo öğretisini Çin’den Japonya’ya getirerek Kosho Ryu Kempo adını vermişlerdir. ( Anlamı : Yaşlı Çam Ağacı’dır.) İşte buradan da Kenpo’nun şu anki formları oluşturulmuştur. 1921 yılında James Mitose, henüz beş yaşındayken doğum yeri olan Hawaii’den Kyushu’ya gönderilmiştir. Burada, bir Kempo ustası olan amcası Choki Motobu’dan, atalarının savunma sanatı olan Kosho Ryu Kempo’yu öğrenmiştir. 15 yıl boyunca, orijinal Chuan Fa’nın bozulmadan korunmuş olan tekniklerini çalışmıştır.

Rivayetlerden birine göre, 1235 yılında Japonya Kumamoto’daki Kinkai dağında bulunan Shaka-In tapınağında Kenpo’nun su anki bilinen hali geliştirilmiştir. Bu sanat, Shaolin Kung-fu’su olan Chuan Fa’nın, Yoshida ailesinden bir rahip tarafından Çin’e getirilip, aile sanatları olan Aiki-Jujitsu ile büyük benzerlikler taşıyan Kosho Ryu tekniği ile birleştirilmesinden meydana gelmiştir.

Mitose, japonya’daki eğitimini bitirdikten sonra 1936’da Hawaii’ye geri döndü. Honolulu ve Beretania bölgesinde resmi olarak savunma sanatları kulübünü kurdu. Burada öğrencilerinden altısını eğitmen statüsüne yükseltti. 1934’de J. Mitose, Amerika’ya dönmeden önce Kempo Karate terimi ilk defa US Press isimli bir gazetede yer aldı.

Mitose’nin mezunlarından olan William Chow’un, sanatın sıradan insanlara açılmasında büyük katkısı olduğu görülmüştür. W. Chow, yıllar boyunca J. Mitose’nin yanında kendi aile sanatı olan Kung-fu’yu da çalışmıştı. Bir çok Kempo ustası gibi W. Chow, Kosho Ryu Kempo ve aile Kung-fu’sunu birleştirerek Çin Kara-Ho Kempo Karate olarak adlandırılan yeni bir sanat ortaya çıkarttı. 1949’da W. Chow öğrencilerinden bir kısmını, kendi öğretileriyle yanına çekerek, kendi Dojo’sunu (Okulu) açtı. Mitose Kempo’sundan farklı bir tür yaratmak için kendi sanatını ufak bir harf değişikliği ile Kenpo Karate olarak tanıttı. Bundan sonraki yıllarda W. Chow, sistem içinde Kung-fu’nun dairesel tekniklerini ve birkaç kata formunu da içeren bir çok değişiklik yaptı.

W. Chow’un en tanınan öğrencilerinden olan Hawaii yerlisi Edmund Parker’dır. Ed Parker günümüz Kenpo sanatında anlamlı bir yere sahiptir. 1954’te Edmund Parker, Çin Kenpo’sunda siyah kuşağını kazanmıştır. (O dönemlerde Kenpo sanatına verilen isim Çin Kenpo’suydu.) 1964’te yaptığı ilk turnuvalarından sonra Amerikan toplumu tarafından çok tanınan biri haline geldi. Ed Parker’ın Dojo’su artık Hollywood’taydı. Bu ona sanatını, Elvis Presley ve Steve McQueen gibi sanatçılara öğretme fırsatını vermiş oldu. Ed Parker, kendi Amerikan Kenpo Karate sitemini mükemmelleştirene kadar, Kara Ho Kempo tekniklerini arttırmaya devam etti ve geliştirdi.

W. Chow’un diğer öğrencilerinden biri de, Adrian Emperado‘dur. A. Emperado kardeşi Joe Emperado ile birlikte, Mitose’nin okulundan ayrılıp, W. Chow’u takip edenlerdendi. Ed Parker kitaplarından birinde şöyle der: “Emperado kardeşler, Bay Chow’un Dojo’sunda iken siyah kuşak eğitmenleriydiler.” Aynı zamanda A. Emperado Kajukenbo’nun yaratıcılarındandı.

 http://www.youtube.com/embed/YqTy_HJrI4I
KENPO İLE KEMPO ARASINDAKİ FARK :

Aslında hiçbir fark yoktur. Çin alfabesi olan Kanji’den İngilizce’ye çevrilişinde meydana gelmiştir. Kenpo, anlam olarak; İlk Kanun, demektir. Modernistler Kenpo’yu, gelenekçiler Kempo’yu kullanırlar.

 EĞİTİM :

Kenpo, üst düzeyde oturmuş, saldırı ve savunmaya yönelik sistemize edilmiş bir dövüş sanatıdır. Eşit şiddette el ve ayaklarla yapılan saldırı teknikleri, pasivize etme, fırlatma ve aşağı alma; silahlı, silahsız saldırı veya savunma, ruhsal ve iyileştirmeye yönelik bir sanattır.
Kenpo okullarında, sarı kuşaktan sonra bıçak ve sopaya karşı savunma teknikleri öğretilmeye başlanır. Ayrıca silahları nasıl kullancakları da öğretilir. Bunun amacı, savunma sistemini daha iyi kavrayabilmektir. Çin ve Japon silahları kullanılır. Genelde sopa dövüşü olarak bilinen Escirima öğretilir. Silah eğitimi yeşil kuşakta başlar. Bazı okullarda siyah kuşaktakilerin ve üstünün kullanmasına izin verilir.
Hızlı Saldırı Tekniği : Ellerin hızlanmasıdır. Bir Kenpo öğrencisinin, reaksiyon hızını, belirli bir seviyeye getirmeye çalışır. On veya daha fazla atak birkaç saniyede yapılabilir hale gelir.
Kenpo’un İçindeki Sistemler : Genel olarak Kenpo sistemlerinin çoğunluğu bu sistemlerin %95’inde görülebilen dört ana santtan oluşmuştur. Okinawa, Japon sistemleri ve Çin etkisinde kalan bölümler.

 Lo Han’nın 18 Eli • Beş Hayvan Stili Chun Fa • Beyaz Turna ( Chin Na ) • Jujitsu
Öğretilen diğer sanatlar ;

Aikido veya Aiki Jujitsu • Beyaz Turna Kung-fu’su • Çeşitli silah sanatları • Yazı yazma sanatı ( Kaligrafi )
KENPO STİLLERİNDEN BAZILARI :
Kosho Ryu Kempo, Çin Kara Ho Kempo Karate, Shaolin Kempo Karate, Amerikan Kenpo Karate, Nick Cerio’nun Kenpo’su, Beyaz Kaplan Kenpo Karate, Kajukenbo, Go Shin Jitsu-Çin Kai Amerikan Kempo, Amerikan Shaolin Kenpo, Raven Kenpo Jujitsu…..